İHALENİN FESHİ
Borçlunun borcunu, vadesinde veya kendi rızasıyla ödememesi durumunda devreye İcra ve İflas hukuku girer. Modern hukuk sistemlerinde kişinin hakkını kendisinin zorla almasının (ihkak-ı hak yasağı) yasak olmasına paralel olarak İcra İflas Hukukunda da alacaklının alacağını kendi başına alması yasaklanmıştır. Zira alacaklının, hukuk dışı yöntemlerle ve devlet desteği olmadan alacağını tahsil etmesi durumunda toplumsal düzenin varlığından söz edilemez. Bu nedenle alacaklının haklarının korunması ve alacağının tahsil edilmesi devletin yükümlülüğündedir. Borçlunun borcunu vadesinde veya kendi rızasıyla ödememesi durumunda, borcun devlet tarafından zorla tahsil edilmesi, cebri icra olarak adlandırılmıştır. Borcu ödenmeyen alacaklı, İcra dairesine başvurarak alacağının tahsil edilmesi için icra takibi başlatabilir. İcra takibinin kesinleşmesi ile birlikte, borçlunun malvarlığında bulunan taşınır veya taşınmaz malları icra müdürlüğünce haczedilir. Haczedilen mallar alacaklının satış talebi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından paraya çevrilmek suretiyle alacaklıya ödenir. Şayet paranın haczi söz konusuysa, haczedilen para başka bir işleme gerek olmaksızın alacaklıya ödenir.
İcra İflas Hukukuna göre haczedilen edilen mal veya hakların paraya çevirme işlemi açık artırma ve pazarlık usulü olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Haczedilen taşınır mallar kural olarak açık artırma usulüyle, istisnai olarak pazarlık usulüyle paraya çevrilirken; taşınmaz mallar sadece açık artırma ile paraya çevrilebilmektedir. İcra Müdürlükleri tarafından yapılan bu satış işlemleri sırasında usulsüzlük yapılması halinde, ihalenin iptal edilmesi için şikayet yoluyla İcra mahkemesinden ihalenin feshi istenmelidir. İhalenin feshi, İİK’nun 134.maddesinde düzenlenmiştir. 134.madde sadece açık artırma usulüne uygulanmaktadır, paraya çevirme işleminin pazarlık yoluyla yapılması durumunda ihalenin feshi mümkün değildir.