Riskli Yapı ve Tespiti
Riskli yapı, tespiti ve hukuki sonuçları yasal dayanağını 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’dan almaktadır. 6306 Sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen kentsel dönüşüme ilişkin en büyük uygulama alanını riskli yapı oluşturmaktadır. Bu bağlamda kanunda ve uygulama yönetmeliklerinde konuyla ilgili ayrıntılı düzenlemeler mevcuttur.
Riskli Yapı Nedir?
6306 Sayılı Kanun’un 2/1-d maddesinde riskli yapının tanımı yapılmıştır. Riskli yapı; “Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapı” olarak tanımlanır.
Buna göre bir yapının riskli yapı olarak kabul edilebilmesi için ekonomik ömrünü tamamlamış ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıması halinde bu durumun bilimsel olarak tespit edilmiş olması gerekmektedir.
6306 Sayılı Kanun’da “yapı” kavramının açık bir şekilde tanımı yapılmadığından mülkiyet hakkını ihlal eden çeşitli kentsel dönüşüm projelerinin uygulama alanının tespiti bakımından hukuka aykırı işlemler tesis edilebilir. Bu bağlamda kentsel dönüşüm projelerinin uygulama alanının tespiti için mülkiyet hakkı sahipleri oldukça dikkat etmelidir.
ÇALIŞMA İZNİ
Yabancı çalışma izni, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen ve geçerli olduğu süre içinde yabancıya Türkiye’de ikamet etme ve çalışma hakkı veren bir izin türüdür. Yabancıların Türkiye’de bulunan bir işte hukuka uygun olarak çalışabilmeleri, Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı ya da Türkiye temsilcilikleri tarafından çalışma ve ikamet hakkı içeren izin belgesinin verilmesi ile mümkündür. Aksi takdirde Yabancı çalışma izni olmaksızın yabancı işçi çalıştırmak hukukumuzda suç olarak kabul edilmekte ve Bakanlık tarafından yapılan denetlemelerde bu hukuksuzluğun tespiti halinde, yabancı sınır dışı edilmekte ve işverene bazı yaptırımlar uygulanmaktadır. Yabancılara tanınan çalışma izni, 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, yabancıların Türkiye’de bağımlı veya bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin almaları gerekmektedir.
NFT’ler ve Fikri Mülkiyet
Bu makale NFT'lerin internet ortamındaki satışları giderek artmakta olan dünyamızda NFT’lerin bağlı oldukları sanat eserlerini alırken ve satarken ortaya çıkması muhtemel sorunları ele almaktadır.
NFT ‘lerin Çalışma Prensibi
Öncelikle bir NFT’nin nasıl çalıştığından bahsedelim.
Bir NFT, blok zincirinde işlenen türünün tek örneği(unique) bir kripto tokendir. Token var olan bir blokzincirde bulunan tek bir birim değer iken, blok zinciri her bir NFT'nin sahipliğini ve işlem geçmişini izleyen merkezi olmayan bir defterdir. NFT'ler ile Bitcoin gibi standart kripto para birimleri arasındaki temel fark, değiştirilebilirlik unsurudur. Her bitcoin ya da ethereum kendi türü içinde aynı değere ve uygulama alanına sahip olduğundan, bir dijital cüzdandaki bir ethereum ya da bitcoin, başka bir ethereum ya da bitcoin ile değiştirilebilir veya özgü para biriminde takas edilebilir. Ancak kripto para birimlerinin aksine NFT’ler birbirleriyle takas edilemezler, çünkü her NFT benzersiz bir dijital ögeyi (sanat eseri ya da herhangi dijital öge) temsil ettiğinden, parçalanamadığından ve aynısından bir tane daha olması mümkün olmadığından kripto para birimlerinin aksine her biri bir diğerinden tamamen farklıdır.