Riskli Yapı ve Tespiti
Riskli yapı, tespiti ve hukuki sonuçları yasal dayanağını 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’dan almaktadır. 6306 Sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen kentsel dönüşüme ilişkin en büyük uygulama alanını riskli yapı oluşturmaktadır. Bu bağlamda kanunda ve uygulama yönetmeliklerinde konuyla ilgili ayrıntılı düzenlemeler mevcuttur.
Riskli Yapı Nedir?
6306 Sayılı Kanun’un 2/1-d maddesinde riskli yapının tanımı yapılmıştır. Riskli yapı; “Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapı” olarak tanımlanır.
Buna göre bir yapının riskli yapı olarak kabul edilebilmesi için ekonomik ömrünü tamamlamış ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıması halinde bu durumun bilimsel olarak tespit edilmiş olması gerekmektedir.
6306 Sayılı Kanun’da “yapı” kavramının açık bir şekilde tanımı yapılmadığından mülkiyet hakkını ihlal eden çeşitli kentsel dönüşüm projelerinin uygulama alanının tespiti bakımından hukuka aykırı işlemler tesis edilebilir. Bu bağlamda kentsel dönüşüm projelerinin uygulama alanının tespiti için mülkiyet hakkı sahipleri oldukça dikkat etmelidir.
ÜCRETSİZ İZİN NEDİR?
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle ülkemizde uygulanmakta olan bazı kanunlarda değişikliklere gidilmiştir. Bu değişikliklerden bazıları ülkenin çok büyük bir kısmını etkilemekte ve ilgilendirmektedir. 17.42020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7244 Sayılı “Yeni Koronavirüs(Covid-19) Salgının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile birlikte 4857 Sayılı İş Kanunu’na Geçici 10.madde eklenmiştir. Bu kanun değişikliği ile birlikte pandemi sebebiyle işyerlerinde meydana gelen ekonomik çalkantıların en aza indirgenmesi amaçlanmıştır. Pandemi öncesinde yürürlükte bulunan İş Kanununda ücretsiz izne dair açık bir hüküm bulunmazken son değişikliklerle birlikte mevcut uygulamaya bir yenisi eklenmiştir.
VASİYETNAME NEDİR?
Mirasbırakanın ölümünden sonra hüküm ve sonuç doğuracak emirlerini içeren hukuki işlemlere “ölüme bağlı tasarruf” denir. Şekli anlamda bir ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetname ile mirasbırakan, ölümünden sonra hüküm ve sonuç doğurması amacıyla son arzu ve isteklerini ortaya koyar.
İHALENİN FESHİ
Borçlunun borcunu, vadesinde veya kendi rızasıyla ödememesi durumunda devreye İcra ve İflas hukuku girer. Modern hukuk sistemlerinde kişinin hakkını kendisinin zorla almasının (ihkak-ı hak yasağı) yasak olmasına paralel olarak İcra İflas Hukukunda da alacaklının alacağını kendi başına alması yasaklanmıştır. Zira alacaklının, hukuk dışı yöntemlerle ve devlet desteği olmadan alacağını tahsil etmesi durumunda toplumsal düzenin varlığından söz edilemez. Bu nedenle alacaklının haklarının korunması ve alacağının tahsil edilmesi devletin yükümlülüğündedir. Borçlunun borcunu vadesinde veya kendi rızasıyla ödememesi durumunda, borcun devlet tarafından zorla tahsil edilmesi, cebri icra olarak adlandırılmıştır. Borcu ödenmeyen alacaklı, İcra dairesine başvurarak alacağının tahsil edilmesi için icra takibi başlatabilir. İcra takibinin kesinleşmesi ile birlikte, borçlunun malvarlığında bulunan taşınır veya taşınmaz malları icra müdürlüğünce haczedilir. Haczedilen mallar alacaklının satış talebi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından paraya çevrilmek suretiyle alacaklıya ödenir. Şayet paranın haczi söz konusuysa, haczedilen para başka bir işleme gerek olmaksızın alacaklıya ödenir.
İcra İflas Hukukuna göre haczedilen edilen mal veya hakların paraya çevirme işlemi açık artırma ve pazarlık usulü olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Haczedilen taşınır mallar kural olarak açık artırma usulüyle, istisnai olarak pazarlık usulüyle paraya çevrilirken; taşınmaz mallar sadece açık artırma ile paraya çevrilebilmektedir. İcra Müdürlükleri tarafından yapılan bu satış işlemleri sırasında usulsüzlük yapılması halinde, ihalenin iptal edilmesi için şikayet yoluyla İcra mahkemesinden ihalenin feshi istenmelidir. İhalenin feshi, İİK’nun 134.maddesinde düzenlenmiştir. 134.madde sadece açık artırma usulüne uygulanmaktadır, paraya çevirme işleminin pazarlık yoluyla yapılması durumunda ihalenin feshi mümkün değildir.