HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI (HAGB) VE ERTELEME
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ve erteleme, günümüz modern hukuk düzeninde suçlunun sadece cezalandırılarak yeniden topluma kazandırılmasının mümkün olmadığın anlaşılmasıyla birlikte, kişiye adete bir şans daha verilerek hukuk kurallara uymasını sağlamayı amaçlayan benzer iki kurumdur.
HAGB KARARI NEDİR?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkeme tarafından suçlu bulunan sanığın; denetim altında olduğu süreç içerisinde belli şartları yerine getirmesi halinde, aldığı cezanın infaz edilmesini engelleyen ve denetim süresinin sonunda hakkında açılan davanın düşmesini sağlayan bir karardır. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda sanığın cezalandırılmasına yönelik karar verir fakat verilen hükmün açıklanmasını, denetim süresinin bitimine kadar erteler. Yani mahkeme sanık hakkında verilen cezanın infaz edilmesini belli bir süreliğine geri bırakmaktadır. HAGB kararı kişinin siciline işlenmemektedir zira ortada hukuki sonuç doğuran bir hüküm bulunmamaktadır.
ERTELEME NEDİR?
Erteleme, sanığın işlediği bir suç nedeniyle yargılama sonucunda hapis cezasına çarptırılması halinde aldığı bu hapis cezasının belli bir müddet boyunca infaz edilmesinin ertelenmesini sağlayan bir kurumdur.
MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS)
Mirasın reddi, mirasçıların kendisine kalan mirası kabul etmeme doğrultusundaki arzusunu içeren irade beyanlarıdır. Her ne kadar mirasbırakanın ölümüyle birlikte miras, hiçbir işlem yapılmaksızın mirasçılara geçse de yasal süresinde kabul etmeme yönündeki arzusunu bildiren mirasçılar mirası reddetmiş sayılırlar. Bu durumda mirası reddeden mirasçılar, mirasbırakının ölümüyle hiç mirasçı olmamış gibi kabul edilirler. Mirasın reddi ile mirasbırakanın sadece borçları değil diğer tüm malları, hakları, ve borçları, kısacası mirasın tümü reddedilmiş sayılır. Mirasın reddi ancak Miras bırakanın ölümüyle birlikte mirasın intikal etmesinden sonra yapılabilir. Reddi miras bir avukat aracılığıyla da yapılabilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ
Hukukumuzda sözleşme çeşitliliği oldukça fazladır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi de Türk Borçlar Kanunu’muzda düzenlemiş bir sözleşme türüdür. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, sosyal bir gereklilik ve insan ilişkilerinin bir sonucu olarak, hayatımızda ve hukukumuzda kendine yer edinmiştir. Bu sözleşme çeşidi eskiden çok yaygın olmasa da insan ilişkilerinin giderek güven üzerine kurulmasının bir zorunluluk olmasıyla günümüzde çokça kullanılan bir sözleşme haline gelmiştir. Hayatının büyük bir kısmını yaşamış ve artık bakılmaya ve gözetilmeye ihtiyacı olan insanların, bu ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla bir karşılık vererek yaptıkları, taraflara karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmedir. Fakat sözleşmenin yapıldığı sırada bakım alacaklısının hasta ve bakıma muhtaç olması gerekmemektedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, TBK 611-619.maddeleri arasında düzenlemiştir. TBK madde 611 şöyledir; “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmışsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır.” Kanun hükmünden de anlaşıldığı üzere sözleşmenin iki tarafı bulunmaktadır.
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI(İZALE-İ ŞUYU)
İzale-i Şuyu davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vererek birlikte mülkiyet ilişkisinden, kişisel mülkiyete geçişi sağlayan bir dava türüdür. İlk olarak “mülkiyet hakkı” kavramını daha sonra ise paylı ve elbirliği mülkiyet kavramlarını incelemekte fayda vardır. Mülkiyet, eşyayı elinde bulunduran kişiye eşyayı kullanma, ondan yararlanma ve mal üzerinde tasarruf etme yetkisini sağlar. Bu nedenle mülkiyet hakkı, kişiye en geniş yetki veren malvarlığı hakkıdır. Bir mal üzerinde mülkiyet hakkı sadece bir kişiye değil birden çok kişiye aitse birlikte mülkiyet söz konusu olur. Bir mal üzerindeki birlikte mülkiyet hakkı iki türlüdür: elbirliği mülkiyeti ve paylı mülkiyet.