Anonim şirketlerde, hisse devrine ilişkin olarak dikkat edilmesi gereken çeşitli hususlar bulunmaktadır. Bu hususlar, devre konu olan hisseye ilişkin pay senedi bastırılıp bastırılmamış olması ve söz konusu hisseye ilişkin bedelin tamamının ödenip ödenmemiş olması noktalarında karşımıza çıkmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (TTK) pay senedi bastırılmamış olan payların devrine ilişkin bir düzenleme olmamakla birlikte; Yargıtay’ın çeşitli kararları doğrultusunda söz konusu çıplak payların devri de mümkündür ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) öngörülmüş olan alacağın temliki hükümlerine tabi olarak devir gerçekleştirilir. Eğer devre konu olan çıplak paya ilişkin bedelin tamamı ödenmiş ise alacağın temliki, tamamı ödenmemişse borcun nakli yolu ile devir yapılır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 31.5.2016 tarihli ve E. 2015/12225 K. 2016/5995 sayılı kararında da çıplak payların devrinin alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu belirtmiştir.
Hisse senedi bastırılmış payların devri hususunda ise hamiline yazılı ve nama yazılı pay senetleri ayrımına dikkat edilmesi gerekir. Zira TTK m. 489 uyarınca hamiline yazılı pay senetlerinin devri zilyetliğin geçirilmesi ile gerçekleşirken, TTK’nin 490. maddesinin 2. fıkrasına göre nama yazılı pay senetlerinin devri ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile olur.
Bunların yanı sıra, TTK’nin 491. maddesinin 1. fıkrasında, bedelinin tamamı ödenmemiş nama yazılı payların devrinin ancak şirket onayı ile mümkün olduğu hüküm altına alınmaktadır.
II. İmtiyazlı Pay
İmtiyaz, TTK’nin 478. maddesinin 2. fıkrasında, paya tanınan üstün bir hak olarak tanımlanmaktadır. İmtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakları gibi haklarda paya tanınabilmektedir.
Kanunun 360. maddesinin 1. ve 2. fıkraları uyarınca, imtiyazın kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklara tanınmasının yanı sıra, Yönetim Kurulunda temsil edilme hakkına ilişkin olarak belirli paysahiplerine tanınması da mümkündür. Bu durum, imtiyazın paya tanınması kuralının istisnasını oluşturmaktadır[1].
III. İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu
İmtiyazların korunması amacıyla yeni TTK’da bir takım özel hükümler öngörülmüştür. Bunlardan en önemlisi “İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu” başlıklı 454. maddedir. Bu madde uyarınca İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu aşağıdaki üç durumun varlığı halinde toplanır;
a. Genel Kurulun esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte olması
b. Genel Kurulun, Yönetim Kuruluna sermayenin artırılması konusunda yetki verilmesine dair kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte olması
c. Yönetim Kurulunun sermaye artırımına ilişkin kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte olması
Sayılan durumlarda söz konusu kararların uygulanabilmesi için İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunda onanmaları gerekmektedir.
İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunun toplanmasına yönelik olarak dikkat edilmesi gereken iki husus bulunmaktadır. Bunlardan biri, İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunun onayına ihtiyaç olan hallerin kanunda sınırlı sayı ilkesine göre düzenlenmiş olmasıdır. Bir başka deyişle, kanunda öngörülmüş ve yukarıda sayılmış olan durumlar dışındaki bir konu hakkında İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu toplanarak o konu hakkında onay veremeyecektir. Diğer husus ise, bu özel kurula yalnızca imtiyazları ihlal edilen imtiyazlı pay sahiplerinin katılmasının mümkün olmasıdır.
IV. İmtiyazlı Payın Devri
Devredilecek payın imtiyazlı bir pay olması durumunda, devir işleminin geçerli olması için İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunun onayının gerekip gerekmediği konusu ise iki şekilde değerlendirilmelidir.
Daha önce bahsedildiği gibi, söz konusu özel kurulun onayına ihtiyaç duyulan haller kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. İmtiyazlı payın devrinin, bu sayılan hallerden biri ile birlikte gerçekleşmesi durumunda İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunun toplanarak söz konusu duruma ve dolayısıyla imtiyazlı payın devrine onay vermesi gerekecektir. Örneğin, imtiyazlı payın devri ile birlikte şirketin sermayesinde artırım yapılmışsa ve bu durum imtiyazlı pay sahiplerinin hakkını ihlal edecek nitelikteyse; o halde özel kurulun onamasına ihtiyaç duyulacaktır.
Bununla birlikte, yalnızca imtiyazlı payın devri işlemi, TTK’nın 454. maddesindeki hallerden biri olarak sayılamayacağından; bu durumda İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunun onay vermesine gerek olmaksızın hisse devrine ilişkin olağan prosedürün tamamlanması gerekecektir.
Alanya Hukuk Bürosu alanında uzman avukatları ve hukuki danışmanları aracılığıyla müvekkillerine profesyonel avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sağlamaktadır.